Kıymetli Meslektaşlarım, Değerli Basın Mensupları ve şu an yanımızda olamayıp acil servis ve yoğun bakımda çalışan hekim arkadaşlarımız;
Ülkemizde yıllardır uygulanan sevk
zincirinin olmadığı, performansa dayalı sağlık sistemi ile ilk yıllarda hastanelere
başvuran hasta sayılarının artması övünç kaynağı haline gelmiştir. Gelinen bu noktada
ise hastaneler artık artan hasta yükünü taşıyamamakta, hastalar poliklinklerden
randevu alamamaktadır. Sağlıkta şiddetin artması, hekimin kendini güvende hissetmemesi
defansif tıp uygulamasına neden olmuş, bu durum tetkik ve hasta sayısını(bir
hastanın birçok hastaneye başvurması) artırmıştır. Bakılması gereken çok fazla
sayıdaki hasta ve uzun çalışma saatleri ile hekimlere yüklenen ve her gün ağırlığı
artan yük taşınabilecek sınırı çoktan aşmıştır. Hakettiği ücreti alamayan
hekimin aldığı ücret sürekli konuşulmakta ve bu durum hekimlik onurunu
zedelemektedir.
Bunlar fedakârlık ve iyi niyetin kötüye
kullanılmasının, kıymet bilmezliğin göstergesidir! Unutulmasın ki, halkımızın
sağlığı, sağlık hizmetini sunan hekimlerimizin liyakatli olmalarının yanında,
fiziksel ve ruhsal olarak zinde olmalarına ve işlerini severek yapmalarına da
bağlıdır. Halbuki hekimlerin çoğu zindelik ve motivasyon şöyle dursun, neden bu
mesleği seçtiğini sorgular ve işini hevessiz yapar duruma gelmiştir. Birçok
meslektaşımız bıkkın ve küskündür. Geldiğimiz vahim noktada mezun olan genç hekimler
hatta tıp fakültesi öğrencileri dahi yurt dışına çıkmak için dil kurslarına
gitmektedir. Hekimlerin uzmanlık brans tercihlerine bakıldığında daha fazla
riskli olarak görülen cerrahi branşlar,
çocuk hastalıkları gibi uzmanlık alanlarının asistanlık kadroları boş
kalmaktadır. Oysa bugün hoyratça harcanarak ziyan edilen hekimler, ülkemizin en
büyük zenginliklerindendir. Bu zenginliği yok saymak ve müsrif bir biçimde
tüketmek ülkemize yapılan en büyük kötülüklerdendir.
Kayseri
Tabip Odası Yönetim Kurulu olarak bizler sorunlarımız hakkında sadece tepkisel
tavırlar takınmak yerine yapıcı ve çözüm odaklı çalışmayı sorumluluğumuzun
gereği sayıyoruz. Bu açıklama da bir tepki ya da serzenişin ifadesi olmaktan
ziyade, milletimize ve devletimize sevgimizin bir tezahürü olarak ivedilikle
tedbir almaya çağrı niteliği taşımaktadır. Zira, bu mesele hekimlerle sınırlı
olma halini çoktan aşmış, sağlık sistemimizi çökertmeye doğru ilerleyen bir çığ
halini almıştır.
Sorunları
çözme mercii olan başta siyasetçiler ve kurum yöneticileri olmak üzere,
sorumluluk hisseden herkese çağrı yapıyoruz.
Güvenli
şartlarda ve huzurlu ortamlarda çalışmak; işimizi, hastalarımıza zaman
ayırarak, severek ve özenle yapmak istiyoruz.
Her bir köşesinde fedakârca hizmet ettiğimiz ülkemizde hak ettiğimiz değeri görmek ve hakkımız olan gelir seviyesinde yaşamak istiyoruz.
Paragöz değiliz, nankör değiliz, merhametsiz değiliz, kibirli değiliz, şımarık değiliz. Olmadığımız halde bize yapılan bu yakıştırmaların son bulmasını istiyoruz.
Sahip
olduğumuz bilgi ve tecrübe kadar, işimize verdiğimiz emek kadar, yaptığımız
işin önemi kadar saygı görmek istiyoruz.
Hekimlik özlük hakları ile ilgili düzenleme
2022 Aralık ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildikten sonra iyileştirileceği
vaadiyle ertelenmişti. Öncelikli olarak bu ay TBMM genel kuruluna teklif olarak
sunulan ve HAKLI TALEPLERİMİZİ karşılamayan hekimlerin özlük haklarında
iyileşme yapmaktan uzak teklifin tekrar düzenlenmesini istiyoruz. Orta vadede
sağlık sisteminin tümden ele alınması, geçici çözümler yerine performans
sisteminin kaldırılması veya düzenlenmesini, sevk zincirinin kademeli olarak
hayata geçirilmesini öneriyoruz.
Saygılarımızla.
Doç.
Dr. Türkmen Bahadır ARIKAN
KAYSERİ TABİP ODASI BAŞKANI